Beefull İş Geliştirme Yöneticisi Murat Gürpınar, bu yazısında çevreye duyarlı şarj altyapılarının ve elektrikli araçların karbon salınımını azaltmadaki kritik rolünü ele alarak, Beefull’un sürdürülebilirlik hedeflerine nasıl katkıda bulunduğunu paylaşıyor. Keyifli okumalar!
Dünyamız hızla değişiyor ve çevre bilincimiz her geçen gün daha da artıyor. Ancak, sadece belirli önlemler alarak karbon ayak izimizi azaltmak, gelecekteki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma hedefimizi tam anlamıyla gerçekleştiremez. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2021 yılı sera gazı emisyon envanteri verilerine göre, Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonu 564,4 milyon ton olarak kaydedilmiştir. Bu miktarın 91,2 milyon tonunu ulaştırma kaynaklı emisyonlar oluştururken, ulaştırmanın toplam sera gazı emisyonlarındaki payı %16,2 olarak belirlenmiştir.
Veriler daha da detaylı incelendiğinde, ulaştırmadan kaynaklanan CO2 emisyonlarının %94,8’inin karayolundan, %3,1’inin havayolundan, %1,2’sinin denizyolundan, %0,4’ünün demiryolundan ve %0,4’ünün diğer ulaştırma türlerinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu veriler, fosil yakıtla çalışan araçların elektrikli araçlara dönüşümünün ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Elektrikli araçlar, içten yanmalı motorlara sahip geleneksel araçlara göre daha çevreci bir seçenek olarak öne çıksa da bu araçların üretim süreçleri karbon salınımı açısından bazı zorluklar içermektedir. Özellikle batarya üretimi, enerji yoğun bir süreç olup, bu süreçte kullanılan malzemeler genellikle karbon salınımına yol açabilir. Ancak, teknolojik gelişmelerle birlikte batarya üretiminde daha sürdürülebilir yöntemlerin devreye gireceği ve bu durumun zamanla değişeceği öngörülmektedir.
Elektrikli araçların kullanım aşamasındaki avantajları ise göz ardı edilemez. Bir elektrikli araç, fosil yakıtlı bir araca kıyasla çok daha düşük karbon salınımına neden olur. Şarj için kullanılan elektrik yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edildiğinde, bu fark daha da belirgin hale gelir. Dolayısıyla, elektrikli araçların karbon salınımına olan etkisi büyük ölçüde şarj altyapısının ne kadar yeşil olduğuna bağlıdır.
Çevreye duyarlı girişimler, bu süreçte kritik bir rol oynuyor. Şarj altyapısının yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenmesi, sadece elektrikli araçların değil, genel olarak ulaşım sektörünün çevresel etkilerini azaltma yolunda önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Bu sebeple Beefull olarak, kullanıcılarımıza çevre dostu bir şarj deneyimi sunma amacıyla Türkiye genelinde yaygınlaştırdığımız elektrikli araç şarj istasyonlarımızı “yeşil istasyon” statüsüne taşıdık. İstasyonlarımızda kullanılan enerji tamamen yenilenebilir kaynaklardan elde edilmekte ve bu sayede elektrikli araçların karbon ayak izi minimuma indirilmektedir.
Amacımız elektrikli araç kullanıcılarına pratik bir şarj imkânı sunmanın yanı sıra çevreye duyarlı bir tercih yapma fırsatı da vermek. Bu sayede hem bireysel hem de kurumsal kullanıcılarımız, çevreye verdikleri zararı en aza indirirken, karbon salınımını düşürerek daha sürdürülebilir bir dünya için katkıda bulunabiliyorlar.
Sonuç olarak, elektrikli araçlar karbon salınımını azaltmada kilit bir rol oynarken, çevreye duyarlı şarj altyapıları da bu sürecin en etkili aktörlerinden biri olarak öne çıkıyor. Her geçen gün daha fazla insanın bu araçları tercih etmesiyle, dünyamızın geleceği için daha temiz ve sürdürülebilir bir yol açılıyor. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma hedefimize, yeşil istasyon gibi yenilikçi çözümlerle her geçen gün daha da yaklaşıyoruz. Hep birlikte, küçük ama etkili adımlarla büyük bir dönüşümün parçası olabiliriz. Umut dolu bir gelecek için attığımız bu adımlar, sadece bugünün değil, yarının dünyasını da şekillendirecek. Gelecek, bizim elimizde ve ona sahip çıkmak için hiç olmadığımız kadar kararlıyız.