Beefull CGO Alper Arın, elektrikli araçların Türkiye’deki hızla büyüyen trendini ve şarj istasyonu altyapısının gelişimini değerlendirerek; EPDK raporlarına göre öngörülen artışları ve bu alandaki yenilikçi teknolojileri ele aldı.
Elektrikli araçlar (EV) ve plug-in hybrid araçlar (PHEV), küresel otomotiv endüstrisinde hızla büyüyen bir trend haline geliyorlar. Türkiye de bu trende ayak uydurarak, elektrikli araç şarj istasyonu altyapısını geliştirmek için önemli adımlar atmaya devam ediyor. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK), Nisan 2024’te yayınladığı raporda, Türkiye’deki elektrikli araçlar ve şarj istasyonlarına ilişkin geleceğe yönelik öngörülerde bulundu. Bu yazıda, EPDK’nın projeksiyonlarına dayanan Türkiye’deki elektrikli araç pazarının ve şarj istasyonu altyapısının geleceğine bir göz atacağız.
Elektrikli Araç ve Şarj İstasyonu Projeksiyonları
EPDK’nın raporuna göre, 2023 yılını 80.000 civarı araç satışı ile bitiren Türkiye’de 2025 yılına kadar en az 202.000 ile 360.000 arasında, 2030 yılında ise 780.000 ile 1.680.000 arasında elektrikli aracın yollarda olması öngörülüyor. Bu rakamlar, elektrikli araçların ülkemizde hızla benimsenmeye devam edeceğini göstermekte. Ancak 2035 yılına kadar elektrikli araç sayısının 1.779.488 ile 4.214.273 aralığında olması tahmini sıçramanın ikinci 5 yıla yayılacağını belirtiyor.
Şarj istasyonları açısından bakıldığında ise, 2025 yılı itibarıyla AC şarj noktası sayısının 24.983 ile 44.988 arasında, DC şarj noktası sayısının ise 9.295 ile 16.909 arasında olması beklenmektedir. 2030 yılına kadar toplam şarj noktası sayısının 83.543 ile 181.274 arasında olması öngörülürken, 2035 yılında bu sayıların 146.916 ile 347.934 aralığında olması planlanmaktadır. Bu veriler, Türkiye’deki şarj istasyonu altyapısının hızla genişleyeceğini göstermektedir. Mevcut 20.000 soket sayısı düşünüldüğünde 2030 yılına kadar 100.000 civarı soket yatırımının gerektiği aşikardır.
Elektrikli Araçların Enerji Tüketimi ve Şarj Altyapısının Gelişimi
Elektrikli araçların enerji tüketimi 2030 yılında 1,69 TWh ile 3,56 TWh arasında olacağı, 2035 yılında ise 3,98 TWh ile 9,39 TWh arasında olması öngörülmektedir. Bu durum, elektrikli araçların toplam elektrik tüketimine etkisinin 2030 yılında %1, 2035 yılında ise %2’yi geçmeyeceğini göstermektedir. Bu da Türkiye’nin mevcut elektrik dağıtım altyapısının, elektrikli araçlardan kaynaklanan talebi karşılayacak kapasiteye sahip olduğunu ortaya koymaktadır ancak bu kapasiteye rağmen yatırımın yapılacağı en uç noktada hala yol alınması gerekmektedir.
Yenilikçi Teknolojiler ve Geleceğe Yönelik Stratejiler
Türkiye, elektrikli araç şarj istasyonu altyapısını geliştirirken, aynı zamanda yenilikçi teknolojilere de odaklanmaktadır. Araçtan şebekeye elektrik teknolojisi, akıllı şebekeler, batarya değiştirme istasyonları, mobil şarj istasyonları, kablosuz şarj ve elektrikli yollar gibi ileri teknolojiler, Türkiye’nin elektrikli araç ekosistemine büyük katkı sağlayacaktır. Özellikle Çinli elektrikli araç üreticilerinin lityum fosfat pil teknolojilerindeki gelişmelerinin Türkiye’ye yansıması, pazarın daha da büyümesine katkı sağlayabilir.
EPDK, şarj istasyonlarının kurulumu ve işletilmesi sürecindeki zorlukları ve fırsatları sürekli olarak değerlendirmekte, sürdürülebilir ve rekabetçi bir piyasanın oluşması için gerekli adımları atmaktadır.